Basur ve Cibana Karsi Incir



İncir içerdiği yüksek orandaki kalsiyum ve fosforla kemik ve dişlerin sağlıklı oluşumu garantiliyor.

Ayrıca kurutulmuş incir yapraklarıyla hazırlanan dekoksiyon, hemoroit (basur) ve çıbanlara karşı etkilidir. Uzmanlar süt içemeyen kişilerin incir yemeleri öğütlüyor.

Ramazan'da Saglikli Beslenme Onerileri



İftar vakti geldiğinde aniden ağır yemeklere yönelmek, sahura kalkmadan oruç tutmak, bayramın ilk gününde birden aşırı yemek yemek gibi beslenme hataları ramazan ayında ve bayramda size zor anlar yaşatabilir.

Memorial Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Duygu İbrişim, ramazan ve bayram süresince mide sağlığınızı korumak için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.

Oruç tutarken sık karşılaşılan problemler, iftarda ve sahurda birden, aşırı miktarda yemek yenilmesi ve buna bağlı sindirim sorunlarıdır. Uzun süreli açlık, sıvı kaybı, tansiyon ve kan şekerinde düşüklüğe bağlı olarak yorgunluğa neden olabilir. Midede ağrı, yanma ve kabızlık bu dönemde en sık yaşanan şikayetlerdir.

ARA VEREREK YEMEK YİYİN
Yemeğe bir bardak su ve bir kase çorba ile başlamak en iyi yöntemdir. Sulu yumuşak gıdalar oruç sonrası sıvı ihtiyacını karşılar ve mideyi rahatlatır. Çorbadan sonra yemeğe birkaç dakika ara vermek açlık ve yorgunluk duygusunu azaltır. O zaman da her şeyden hızlıca ve bol miktarda yeme isteğini baskılamak kolay olacaktır.

İFTAR SOFRASI ÇOK ÇEŞİTLİ OLMASIN
Çorba sonrasında etli veya zeytinyağlı bir sebze yemeği ya da haşlama, buğulama veya ızgara et (kırmızı et, beyaz et veya balık) yanında haşlama sebzeler yenilebilir. Ekmek çok fazla miktarda olmadıkça hem doyurucu hem de hazmı kolaylaştırıcıdır. Makarna, pilav ve hamur işlerini az miktarda tüketin ve her iftarda masada bulundurmayın. Kompostolar, mevsim salataları, yoğurt, ayran ve cacık iftar sofralarının çok sağlıklı tamamlayıcılarıdır. Yemeklerin yavaş yenmesi ve iyi çiğnenmesi hem doymanızı kolaylaştırır, hem de sonrasında midede dolgunluk, ağrı, şişkinlik sorunlarını önler.

YEMEK PLANINI TOKKEN YAPIN
İftar alışverişini günün sonunda iyice aç olduğunuz bir zamanda yapmayın. Bu, her şeye daha çok özenmenize ve iştahınızın iyice açılmasına neden olur. Bir sonraki günün yemek planını bugünkü iftardan sonra yani karnınız tokken yapın.

İFTARLA SAHUR ARASI ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ İLAN ETMEYİN
Akşam atıştırmalarında sütlü ve meyveli tatlılar, taze meyveler veya kuru meyveler ile birlikte az miktarda kuru yemiş, hem besleyici hem de yağlı hamur işlerine göre çok daha hafiftir. Bu dönemde sık sık su içmeyi unutmayın.
Yatmadan önceki son iki saat bir şey yemeyin. Böylece mideniz biraz boşalır, gece reflü ve sindirim sıkıntıları yaşamazsınız.

İFTARDAN SONRA YARIM SAAT YÜRÜYÜN
Yemekten iki saat sonra zamanınız ve hava koşulları uygunsa yarım saatlik bir yürüyüş daha zinde ve enerjik hissetmenizi sağlar. İftarın ağırlığını ve beyninizdeki yemek yeme dürtüsünü üzerinizden alır.

SAHURA KALKMAYI İHMAL ETMEYİN
Gece bolca yiyip yatmak ve sahura kalkmadan oruç tutmak sık yapılan bir hatadır. Yatmadan hemen önce aldığınız gıdalar sizin için kolayca alınacak kilolar demektir. Ayrıca sağlıksız bir uyku, reflü, midede yanma, ağrı, hazımsızlık, gaz yakınmalarını da beraberinde getirir. Dahası gün içinde sizi idame edecek desteği de sağlamaz.

SAHURDA SAĞLIKLI BİR KAHVALTI YAPIN
Ekmek, peynir, taze yeşillikler, haşlanmış yumurta (haftada iki gün), reçel, bal veya pekmez ile yapılan kahvaltı yeni gün için sağlıklı bir enerji verir ve acıkmanızı geciktirir. Sahurda su, süt, açık çay veya ıhlamur olarak bol sıvı almaya çalışın.

SUSUZ KALMAYIN
Vücudun susuz kalması ramazan ayında bağırsaklarında tembelleşmesine neden olur. İftar ve sahurda sulu yumuşak gıdaların ve suyun bol tüketilmesi, yeterli sebze meyve yenilmesi ve ağır yiyeceklerden kaçınılması bağırsak sorununu en aza indirecektir.


BAYRAMDA YEMEKLERE DİKKAT

Oruç sonrası normal beslenme alışkanlığına geçiş başlangıçta yadırganabilir. Bu da bazen düzensiz bazen de aşırı yemek yemeye neden olur. Bayram ikramlarının çoğunlukla şeker, karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek olan tatlı ve hamur işleri olduğu düşünülürse dengeli beslenme daha da zorlaşabilir. Sindirim sistemi sorunlarının bayramlarda daha sıklaştığı unutulmamalıdır. Bir diğer sıkıntı da bayram ertesi farkına varacağınız fazla kilolardır!

Sabah Kahvaltısı Alışkanlığına Geri Dönülmeli
Sağlıklı bir sabah kahvaltısı en değerli öğündür. Oruç günlerinden kalan alışkanlıkla sabah kahvaltısını atlamayın. Böylelikle yeni güne daha canlı başlarsınız ve daha geç bir saatte daha çok miktarda yemek istemezsiniz. Bayramda öğünlerinizin düzenli olmasına dikkat edin, ama porsiyonlarınız çok büyük olmasın.

Bayram Gezmelerine Dikkat
Bayram lezzetlerinin tadına bakmak hakkınız. Ancak bir gün içerisinde yiyeceğiniz miktarı sınırlamak gerekir. Özellikle arka arkaya yapılan bayram ziyaretlerinde sunulan her şeyi bitirmek zorunda hissetmeyin. Çay, kahve, konsantre ve gazlı içecekleri de ölçülü tüketmek gerekir. Bol su içmeyi ihmal etmeyin.

Bayramda Dinlenin
Oruç yorgunluğunu üzerinizden atmak için bayramda bol bol dinlenin. Bayram hazırlıklarında aşırıya kaçarak kendinizi hırpalamayın. Zinde ve güler yüzlü bir ev sahibi en iyi ikramdır.

Asiri Spor Kadinlari Kisirlastiriyor



Uzmanlar, kadınların uyguladıkları ağır sporla bünyelerindeki yağ oranını tükenmeye yakın hale getirdikleri için hamile kalmakta zorlandıklarını belirtti.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yaralı, kadınları spor yaparken aşırıya kaçmamaları konusunda uyardı. Yaralı, hamilelere egzersiz olarak sadece yüzmeyi önerdi.

Suya Baliklama Atlama Felce Neden Oluyor



Sığ suya balıklama atlama boyun kırıklarına neden olmakta. Omuriliğin hemen yakınında solunum merkezi bulunuyor. Kırılmaya bağlı omuriliğin birden şişmesi solunum merkezini etkiliyor ve boğulma meydana geliyor. Eğer, kişiyi sudan çıkaracak birisi yoksa boyun kırılması sonucu sığ suda boğularak ölüyor. Sığ suya balıklama atlayan kişi boğulmaktan kurtulsa bile, omurilik kırıklarından dolayı boyundan aşağısı felç oluyor. Her iki durumda da sonuç, trajedi.

Sığ suya atlama vakaları:

1) Çoğunlukla 15-25 yaş arası erkeklerde görülüyor. (Maalesef bu yaş grubu gençler sığ suya balıklama atlamayı önemli bir güç gösterisi olarak görüyorlar.)

2) Gece saat 01.00 da özellikle turistik tesislerde konaklayan tatilcilerin alkol aldıktan sonra ya da öğleden sonra 13.00 da serinleme amaçlı kontrolsüz bir şekilde sığ suya veya havuza atlamaları sonucu gerçekleşiyor.

3) Yanlış ilkyardım uygulamaları sonucu kazazedeler ya felç oluyorlar ya da ölüyorlar.

4) Sığ suya balıklama atlayanların %30’u kısmi veya tam felç oluyor.

Sığ suya atlama vakalarında uygulanması gereken ilkyardım yöntemi ise;

Kazazede 3-4 kişi tarafından taşınmalı. Taşınma sırasında boyun, sırt ve bel omurları hiç bükülmemeli, sağa-sola çevrilmeden yatırılmalı. Normal boğulma vakalarına uygulanan ‘su çıkarma’ yöntemi, sığ su vakalarına uygulanmaz. İlkyardımda önce kişinin ağzı açılır, ağzı tıkayan yosun parçası gibi bir şey varsa çıkarılır. Yaralanmada omurgada ‘gizli’ kırıklar meydana gelebiliyor. Bu nedenle yaralıların mutlaka omurgasında kırık varmış gibi davranılmalı. Boyun omurları kırıldığı halde, omuriliği zedelenmeyen şanslı kişilerin beyin ve omurilik cerrahisi yapılan merkezlere doğru taşınması hayati önem taşımaktadır.

Sığ suya balıklama atlama sonucu boynu kırılarak boğulan kişilere, normal boğulma vakalarındaki ilkyardım yöntemi olan baş aşağı çevrime, silkelenerek su çıkartma asla ve asla uygulanmamalıdır. Çünkü, omurga kırığı oluşmuş ve hala omurilik kesilmemişse, bu silkelenmeden sonra kesiliyor ve kişi felce mahkûm ediliyor.

Kansere Karsi Mucizevi Yontem



Kansere karşı yüksek dozda C vitamini ile çözüm aranıyor..

ABD’deki araştırmalara göre C vitamini, kanserli hücrelerin ürettiği kimyasallarla reaksiyona girerek hastalığın ilerlemesini engelleyip tümörleri küçültüyor

ABD’li bilim adamları, yüksek dozda C vitamininin kanserin ilerlemesini durdurabileceğini açıkladı. Bilim adamları, C vitaminin kanserli hücrelerin ürettiği kimyasallarla reaksiyona girerek asit oluşturduğunu söyledi. “Askorbat” da denilen C vitaminin ürettiği bu asit nedeniyle kanser hücrelerinin ölebileceği de kaydedildi.

Maryland’deki Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde yapılan deneylerde yüksek dozda C vitamini verilen laboratuvar farelerinde beyin, yumurtalık ve pankreas tümörlerinin yarı yarıya küçüldüğü gözlemlendi. Bilim adamları, fareler üzerindeki bu başarılı deney üzerine söz konusu tedavi yönteminin insanlarda da uygulanabileceğini belirttiler.

Hapla olmaz!
Bilim adamları, C vitamini dozajını vücudun toplam ağırlığına göre kilo başına 4 gram olarak belirledi. Bu miktarın vitamin hapları ile elde edilemeyeceği, çünkü sindirim sisteminin belirli bir miktarın üzerinde C vitaminini emmediği bildirildi. Bu nedenle laboratuvar hayvanlarına yüksek dozda C vitamini karın bölgelerine yapılan enjeksiyonla verildi. C vitamini verilen farelerde kanser küçülürken öteki hayvanlarda kanserler hızla yayıldı.

Iste 10 Mucize Yiyecek !



Bu birbirinden yararlı yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin...

Sağlığın doğada saklı olduğunu biliyoruz. Peki sağlığımıza faydalı yiyecekler neler bunları merak ediyor musunuz?

Amerikalı beslenme uzmanı ve yazar Dr.Johnny Bowden'in hazırladığı sağlıklı besinler listesi tam size göre. Bu yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin!

Şalgam: Adeta kırmızı ıspanak gibidir. Doğal kırmızı pigmentleri vücut direncini artırır. Şalgam ısıtıldıkça antioksidan etkisi azalır. Mümkünse çiğ olarak doğrayın ve salatanıza katın.

Lahana: Sülfarofan gibi çok sayıda besleyici ve bağışıklık sistemini güçlendirici madde içerir. Burgerler ve sandviçlerinizin içine bile koyabilirsiniz.

Pazı: Karotenoidler bakımından zengin bu bitki, gözlerde yaşlanmadan kaynaklanan tahribatı azaltır.

Tarçın: Kan şekeri ve kolesterol seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Çay veya kahvenizin üstüne bir miktar serpip içebilirsiniz.

Nar suyu: Antioksidanlarla dolu bu gıda, tansiyonunuzu düşürecektir. Nar suyunuGünde bir bardak için.

Erik kurusu: Taze erik tadında olmayabilirler ama antioksidan bakımından zengindirler.

Kabak çekirdeği: Kabağın en besleyici kısmıdır. Magnezyum ve yüksek seviyede mineraller içerir.

Sardalya: Konservedeki sağlıklı besin. Omega-3 bakımından zengin ve hiç kurşun içermeyen bir besin maddesi. Kalsiyum ve magnezyum ve yararlı mineraller bakımından çok zengindir ve B vitamini deposudur. İster salatanıza katın, ister sandviç olarak yiyin, isterseniz hardal ve soğanla birlikte tabakta servis yapın.

Safran: Baharatların süperstarıdır. Her türlü sebze yemeğine katabilir veya omlet ve yumurtanızın üstüne koyabilirsiniz. Ateş düşürücü ve vücut direncini artırıcı etkilere sahiptir.

Dondurulmuş yabanmersini: Dondurma işlemi bazı sebze ve meyvelerin besleyici değerlerini azaltır. Ama markette gözünüze çarparsa bu meyveyi pas geçmeyin.

Gunesten Korunmak Icin 40 Faktor Sart



Güney sahillerinde, güneşten korunmak için 40 - 50 faktör korumalı kremleri tercih etmek gerekiyor.

Hava sıcaklığın diğer bölgelere oranda daha fazla hissedildiği güney sahillerini tercih eden tatilcilerin, bronz bir tene sahip olma uğruna güneş ışınlarının yan etkilerinden zarar görmemek için 40-50 faktör korumalı krem kullanması ve bu ürünlerin de ortalama 2,5 saatlik bir etkisinin bulunduğu bilinciyle hareket etmesi gerektiği bildirildi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğadaki tek ultraviyole kaynağı olan güneşin faydalarının yanı sıra zararlarının da olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Memişoğlu, vücudun D vitamini gereksiniminin büyük ölçüde güneş sayesinde sağlandığını belirterek, ''ancak uzun süre ve korunmasız bir şekilde güneş altında kalınması cilt kanserinden güneş yanıklarına, lekelerden erken yaşlanmaya kadar pek çok soruna yol açabilmektedir'' diye konuştu.

Küresel ısınmaya bağlı olarak hava sıcaklıklarında yaşanan artışa dikkati çeken Memişoğlu, artık vatandaşların bilinçlendiğini ve güneşin etkisini azaltmaya yönelik önlemlere yöneldiklerini ifade etti.

Memişoğlu, güneşlenirken mutlaka krem kullanılması gerektiği uyarısında bulunarak, şunları söyledi:

''Hava sıcaklığının diğer bölgelere oranla daha fazla hissedildiği güney sahillerini tercih eden tatilciler, güneş ışınlarının yan etkilerinden zarar görmemeleri için 40-50 koruma faktörlü güneş kremi kullanmalılar. Hava sıcaklığının daha az olduğu diğer bölgelerde ise faktör oranı biraz düşürülebilir. Krem kullanmama durumda ise güneş yanıkları ve alerjiler ortaya çıkar. Uzun dönemde ortaya çıkan en kötü sonuç cilt kanserleridir. Bronz bir tene sahip olmak için uzun süre güneşlenmek, ciltte erken yaşlanma ve ilerleyen dönemlerde kansere yakalanma riskini tetikliyor. Güneşin zararlı etkisi, özellikle çocuklarda ve açık tenli insanlarda çok daha yüksek düzeyde görülüyor.''

KREMLE KORUMADA ZAMAN UYARISI

Memişoğlu, bazı vatandaşların denizden çıktıktan sonra güneş kremi kullanarak uzun süre güneşlendiklerinin gözlemlendiğini, bunun son derece yanlış olduğunu söyledi.

Normal güneş kremlerinin koruma süresinin en fazla 2,5 saat olduğunu vurgulayan Memişoğlu, ''içerisinde liposom katkı maddesi içermeyen normal güneş kremleriyle en fazla 2,5 saat güneşlenilebilir. Daha sonra krem etkisini kaybeder ve koruma özelliğini yitirir. Herhangi bir durumla karşılaşmamak için koruyucu kreme güvenerek 2,5 saatten fazla güneşte kalınmamalılar. Liposom içeren güneş kremlerinde bu süre biraz daha fazladır'' dedi.