Bronşit Deyip Gecmeyin



Cinsellikten kalbe, beyinden damarlara kadar uzanan büyük hastalık..

Prof.Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, halk arasında kronik bronşit ve amfizem diye bilinen KOAH’ın, dünyada 600 milyon insanda rastlanan hastalık olduğunu Türkiye’de de 4 milyon KOAH’lı olduğunu belirtti.

Küçükusta, dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklar içinde 4. sırada yer alan KOAH’la ilgili bilinmeyenleri anlattı.KOAH ‘Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’ kelimelerinden türetilmiş bir terimdir.

Bronşlarda kronik iltihapla beraber geriye dönüşü olmayan daralma ve akciğer dokusunda harabiyet, yani amfizem de vardır. Bir başka deyişle, KOAH nefes darlığına yol açan kronik bronşit ve amfizemin birlikte bulunduğu bir hastalıktır. KOAH aslında önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber, tıpkı diyabet veya ateroskleroz, yani damar sertliği gibi tamamen iyileşmesi mümkün değildir.

ERKEK HASTALIĞIYDI

KOAH’ın başta gelen nedeni sigara tiryakiliğidir. Buna, daha doğrusu tütün içilmesi demek gerekir, çünkü tütünün sadece sigara olarak içilmesi değil, puro, pipo veya nargile... şeklinde kullanılması da KOAH için risk yaratır. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalanlar, yani kendileri sigara içmedikleri halde dumanaltı olanlar da KOAH tehdidi altındadırlar.

Yakın yıllara kadar KOAH bir erkek hastalığı olarak bilinirdi. Çünkü geçmişte kadınlar erkekler kadar çok sigara içmiyorlardı. Sigara tiryakiliğinin kadınlar arasında bir salgın gibi yayılmasıyla KOAH’lı hanımların sayısı da her geçen gün katlanarak artmaktadır.

MUTLAKA BIRAKIN!

KOAH’ ın önlenmesinde en önemli unsur sigara ile savaşılmasıdır. Son yıllarda dünyanın birçok ülkesinde kapalı alanlarda, hatta bazı ülkelerde açık alanlarda bile sigara içilmesi yasaklanmıştır. Bu, hem içmeyenlerin sigara dumanından rahatsız olmamaları ve hem de özellikle de gençlerin sigara içmeye özenmemesi bakımından çok yerinde bir uygulamadır.

Sigara içen KOAH’lıların sigarayı mutlaka bırakması gerekir. Bu sayede, hastalığın ilerleme hızı yavaşlatılmış olur, ama bronşlarda meydana gelen bozuklukların ve akciğer fonksiyonlarındaki kayıpların tamamen düzelmesi mümkün değildir.

KALİTEYİ BOZUYOR

KOAH yaşam kalitesini bozan hastalıktır. Hastalığın ileri evrelerinde, değil merdiven çıkmak, yol yürümek, ev içinde odadan odaya geçmek, giyinmek, soyunmak, tıraş olmak, banyo yapmak gibi hareketler hastayı nefes nefese bırakır. Birçok hasta yatağa bağımlı hale gelir.

CİNSELLİĞİ ETKİLİYOR

Son yıllarda KOAH’ın sadece akciğerleri ilgilendiren bir hastalık olmadığı, kas zayıflığı, kilo kaybı, kalp, damar hastalıkları, hipertansiyon, depresyon, beyin faaliyetlerinde azalma, seksüel fonksiyonlarda azalma, diyabet gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı da biliniyor.

ÇOK DA PAHALI BiR HASTALIKTIR

Halkımız, bu hastalık için ‘öldürmez, ama süründürür’ şeklinde son derece doğru bir tanımlama yapar. Gerçekten de, KOAH ani ölümlere neden olan bir hastalık değildir. ‘Ölsem de şu dertten kurtulsam’ sözlerini pek çok hastamdan duyduğumu söylemek isterim.

KOAH, pahalı bir hastalıktır da aynı zamanda. Birçok hastanın sürekli ilaç ve oksijen kullanması, bazılarının yılda birkaç kere hastanede yatarak tedavi görmeleri gerekir. Tıbbi tedaviye olumlu cevap vermeyen hastalarda ‘yardımcı solunum aletleri’nden de yararlanılır.

Mevsimsel Depresyona Dikkat



Kişi, mevsime ve havaya bağlı olarak depresyona girebiliyor.

Gözdeki bir gen mutasyonunun mevsimsel afektif bozukluk olgularının bir kısmından sorumlu olabileceği ortaya çıktı. Araştırmaya göre, günler kısaldıkça Amerikalıların yüzde 6'sı kış depresyonuna teslim oluyor.

Baharla birlikte kayboluyor

"MAB" (mevsimsel afektif bozukluk) her sene sonbahar aylarında nükseden bir majör depresyon türü. Gün ışığı eksikliğine bağlı olarak tetiklenen durum, "Baharla birlikte kayboluyor" ortadan kayboluyor.

Parlak ışık deneyi

Virginia Üniversitesi'nden öncü araştırmacı Ignacio Provencio, MAB tedavisinde genellikle günde iki saat süreyle ışık tedavisi (fototerapi) uygulandığını belirterek, "Hastaları parlak ışığa maruz bırakmak gerçekten bazı semptomları ortadan kaldırıyor ve onların kışın da normal işlevselliklerini sürdürmelerine izin veriyor." dedi.

Sigara Tiryakileri Brokoli Yiyin



Sigaradan kaynaklanan kanser tehditine karşı en iyi savunma ilacı bu sebzede.

Brokoli ve benzeri sebzelerin, sigara tiryakilerinin ve sigarayı bırakmış kişilerin akciğer kanserine yakalanma riskini azaltabileceği bildirildi.

ABD'deki Roswell Park Kanser Enstitüsü'nden Li Tang ve ekibinin sigara içenler ve sigara kullanıp bırakmış kişiler üzerinde yapılan araştırma, krusifer grubundan lahana, karnabahar, brüksel lahanası ve brokoliyi özellikle çiğ tüketenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin, tüketilen bu sebzelerin miktarı ve günde içilen sigara sayısına göre yüzde 20 ila 55 azaldığını gösterdi.

Bu sebzelerin koruyucu etkileri konusunda yapılan en kapsamlı araştırmanın başındaki Li, brokolinin bir ilaç olmadığını ancak sigarayı bırakamayan ya da kanser riskini azaltmak için hiçbir şey yapmayan kişiler için olumlu bir etkisi olduğunu belirtti.

ÇİĞ OLARAK YİYİN

Bilimadamları, tiryakilerin akciğer kanserine yakalanma riskini azaltmalarının bu sebzeleri çiğ tüketmelerine bağlı olduğuna dikkati çektiler.

Genel olarak sebze ve meyve tüketmenin akciğer kanserine yakalanma riskini kesin olarak azalttığına ilişkin bir sonuç alınamadı.

Araştırma, Amerikan Kanser Araştırma Derneği'nin Washington'da düzenlenen 7. konferansında sunuldu.

Bu Ilac Pihti Yapiyor



Yaygın olarak kullanılan kanser ilacının damarlarda pıhtı yaptığı ortaya çıktı.

ABD'de yapılan çalışmalarda, yaygın olarak kullanılan kanser ilacı Avastin'in kemoterapiye eklendiğinde damarlarda pıhtı oluşma riskini arttırdığı belirlendi ancak bu sonucun, hastaları ilacı almaktan vazgeçirmemesi gerektiği açıklandı.

Çalışmayla ilgili bir makale, ''Journal of the American Medical Association'' adlı bilimsel yayında yayımlandı. Çalışma, 15 klinikte, 8.000 hasta ile yapıldı.

Çalışmaya katılan bilim adamlarından olan, New York'taki Stony Brook Üniversitesi Kanser Merkezi'nden Dr. Shenhong Wu, ''çalışma, hastaların kemoterapi almaları sırasında Avastin'in ciddi bir risk yarattığını ortaya koydu'' dedi.

Wu, ''kemoterapi alan 100 hastadan yaklaşık 10'unda pıhtı oluşuyor. Kemoterapiye Avastin de eklendiğinde, pıhtı olan hasta sayısı 13'e çıkıyor'' dedi.

Wu, bu ilacın, zaten var olan bu sorunu arttırma riski olduğunu belirlediklerini kaydederek, hastaların buna rağmen ilacı kullanmaktan vazgeçmemeleri gerektiğini, bunun yerine doktorların ve hastaların pıhtılaşma sorununu iyi bir biçimde izlemelerinin yeterli olacağını belirtti.