Gece mesaisi kanser yapıyor



Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yayınladığı kanser raporunda, gece çalışan kadınlarda, gündüz çalışanlara oranla daha çok göğüs kanseri vakası görüldüğünü bildirdi.

Kanser riskleriyle ilgili yapılan bir çalışmada, "sirkadyen bozulma" olarak nitelenen doğal hayat dengesindeki değişikliğin kanserojen olabileceği belirtildi.

Raporda, ressam ve itfaiye görevlilerinin de işleri dolayısıyla kanser riski taşıdıkları kaydedildi. Gece çalışmanın kanseri tetiklediğine dair insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda bulunan kanıtların az olduğunu belirten bilim adamları, laboratuvar hayvanlarıyla yapılan deneylerde daha çok bulgu olduğunu açıkladı.

Risk iki katına çıkıyor

Göğüs kanserine yakalanmış hemşire ve hostesler üzerinde yapılan testler sonucu toplanan bulgularla, tümörün büyümesinde sabit ışığın etkili olduğu kanıtlandı.

Çalışmayı gerçekleştiren Vincent Cogliano, çalışan kadınlar üzerinde yapılan testlerin, gece mesaisinin kanser riskini iki katına çıkardığını ortaya koyduğunu söyledi.

Sabit ışık kanseri tetikliyor

Cogliano yaptığı açıklamada, riskin diğer meslek grupları ve kanser türleri üzerinde nasıl değişiklik gösterdiğini bilmediklerini belirterek, "Avrupa ve Kuzey Amerika'da çalışan insanların yüzde 20'si vardiyalı iş yapıyor ve maruz kaldıkları sabit ışık kanseri tetikliyor" dedi.

Gece çalışan kişilerin maruz kaldığı sabit ışık, melatonin hormonu üretimini baskı altına alıyor ve genlerin yanlış çalışmasına neden olarak, tümör oluşumuna yol açıyor.

Uykunuz yoksa kendiniz zorlamayın



Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lut Tamam, yaptığı açıklamada, uykusuzluğun hemen herkesin bazı dönemler yaşadığı sorun olduğunu, uzun süreli devam etmesi halinde ise tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak değerlendirildiğini söyledi.

Düzenli ve gerektiği kadar uykunun sağlıklı bir fiziksel ve ruhsal yaşam için gerekli olduğuna işaret eden Tamam, uykusunu alamayan kişilerde gün içinde dikkat ve konsantrasyon eksikliği, uyuklama, vücutta yorgunluk ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi olumsuz etkilerin görüldüğünü kaydetti.

Tamam, uykusuzluğun pek çok nedeni bulunduğunu, en sık rastlanan nedenlerinin ise gün içindeki duygusal açıdan etki bırakan iyi ya da kötü olaylar ile seyahat ve iş saatlerindeki değişiklik gibi nedenlerle günlük düzendeki değişimler olduğunu belirtti.

YAPILMAMASI GEREKENLER VE ÖNLEMLER

Bazı noktalara dikkat edilerek, sağlıklı bir uyku düzeninin sağlanabileceğini ve uykusuzluk sorununun aşılabileceğini ifade eden Tamam, şöyle devam etti:

“Uykusuzluk çeken kişilerin en sık yaptıkları hatalardan birisi, uykusu gelmediği halde kendisini uyumaya zorlamaktır. Yattıktan 20-30 dakika sonra uyku gelmediyse kendini uyumaya zorlamak, zihni ve bedeni daha fazla uyarmaya ve uykunun iyice kaçmasına neden olur. Böyle bir durumda yapılacak en iyi iş, kalkıp başka bir odada sessiz bir işle uğraşmak, heyecan oluşturmayan ve dikkat gerektirmeyen bir yazı okumak ya da program seyretmektir. Uyku gelince yatılmalı, yine uyunamazsa tekrar kalkılmalı ve uyuyana kadar bu uygulama sürdürülmelidir.

Ayrıca yatağa girmeden hemen önce egzersiz yapmak, rekabete dayanan oyunlar oynamak, tartışmalar yapmak, yatmadan birkaç saat öncesine kadar kafeinli içecekler içmek ya da çok fazla yemek de kişiyi uyararak, uykuyu kaçırabilir. Ayrıca yatmadan önce uyku getirmesi amacıyla alkol almak ya da hekim tavsiyesi olmadan bir başkasının uyku ilacını kullanmak da yanlış bir davranıştır ve tersi etki yaratabilir.”

Tamam, her gün aynı saatte yatıp kalkmanın, tercihen sabahları düzenli egzersiz yapmanın, ılık bir banyo yapmanın ve ılık içecekler içmenin, yatılan odanın ısısını rahat edilecek şekilde ayarlamanın, yatınca el ve ayakları sıcak tutmanın, odanın sessiz ve karanlık olmasını sağlamanın da uykuya dalmayı kolaylaştıracağını belirtti.

Çok veya az uyumak öldürüyor



Gereğinden çok uyumanın veya yeterince uyumamanın ölüm riskini önemli bir şekilde artırdığı bildirildi.

İngiltere'de yapılan ve sonuçları ABD'de açıklanan bir araştırmada, genellikle 6, 7 veya 8 saat uyuyan insanların uyku sürelerindeki azalmanın kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin yüzde 110 oranında artmasına yol açacağını ortaya koydu.

Araştırmayı yapanlardan, College London Tıp Fakültesi'nden doktor Jane Ferrie yayımladığı bildiride, bununla birlikte, genellikle 7 veya 8 saat uyuyanların uyku sürelerindeki artışın da ölüm riskini yüzde 110 oranında artırdığını, ancak bu durumlardaki ölüm riskinin kalp damar hastalıkları dışındaki nedenlere dayandığını belirtti.

Ferrie, araştırmalarının sonucunda 7 veya 8 saatlik uykunun yetişkin bir insanın sağlığı için ideal olduğunu, çalışmalarının ayrıca, genellikle 5 veya 6 saat uyuyanların uyku sürelerinin uzamasının bu kişilerin sağlıkları için yararlı olabileceğini de gösterdiğini kaydetti.

Araştırma, 1985 ve 1993 yılları arasında 35-55 yaş arası 10 bin 308 kişi arasında yapıldı.

Birkaç yıl süreyle takip edilen bu kişilerin sosyo-demografik özellikleri ve daha önce var olan sağlık sorunları gözönünde bulundurulmadı.

Tuvalette ıslanan ayakkabı bağcığına dikkat!



Ayakkabı bağcıkları dikkat edilmediği takdirde bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarıyor.

Özel Batman Yaşam Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Bilgiç, ayakkabı bağları ve pantolon paçalarının birçok bulaşıcı hastalığa davetiye çıkarttığını ifade etti.

Tuvalete giderken, ayakkabı bağlarının toplanması ve pantolon paçalarının sıvanması gerektiğine işaret eden Bilgiç, tuvalette akan veya sıçrayan su ile ayakkabı bağları ve pantolon paçalarının ıslanmasının başta Hepatit A olmak üzere tifo, paratifo, kolera, kanlı ishal (dizanteri) gibi hastalıklara yakalanma riskini arttırdığını söyledi.

Hastalıkların dışkı ile bulaştığını ifade eden Dr. Bilgiç, bu nedenle tuvaletlerin de temiz tutulması gerektiğine dikkat çekerek tuvalet temizliğinde mutlaka çamaşır suyu kullanılması gerektiğini belirterek, ucuz ve kolay bulunabilen bir temizlik malzemesi olan çamaşır suyunun hastalık ihtimali bulunan mikropların yüzde 98'ini öldürebileceğini ifade etti.

Sonbahar yağmurları ile birlikte Hepatit A mevsimine girildiğini belirten Bilgiç, el temizliğine de önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Tuvaletten çıktıktan sonra ellerin sabunla iyice yıkanması gerektiğini belirten Bilgiç, el yıkama alışkanlığı ile bulaşıcı hastalıkların yüzde 50'sinin ortadan kalkacağına dikkat çekti.