40 kilo zayıflatan yöntem Türkiye'de



Bu yöntemle 1 saatte 1 kilo vermek mümkün.. Fransa'da uygulanmaya başladığı anda zayıflama ve bölgesel incelmede büyük ses getiren Lipodissolution (LDS) tedavisi artık Türkiye'de...

Fransa'da uygulanmaya başladığı anda zayıflama ve bölgesel incelmede büyük ses getiren Lipodissolution (LDS) tedavisini Kardiyovasküler Anestezi Reanimasyon ve Beslenme Uzmanı Dr.İsmail Ağar Türkiye'de de uygulamaya başladı.

Dr. Ağar "LDS tedavisinin ozon sauna ile kombinasyonu sayesinde 40 kilo veren hastalarımız var" dedi.

Dünya gündemini, savaş, sigara kadar meşgul eden şişmanlık ve getirdiği sorunlarla mücadele adına neredeyse tüm sağlık sektörü harıl harıl çalışıyor.

Aç kalan ruhumuzun gıdalarla doymayacağını bilsek de yeme içgüdümüzü frenleyemiyoruz. Neyse ki konunun uzmanları konuda oldukça gayret sarfediyorlar. Fiziksel güzelliklerine ve inceliklerine bağlılıkları ile tanınan Fransızlar'ın bulduğu yeni bir yöntem zayıflama alanında çok ses getirdi ve kısa sürede de ünlendi. bu çarpıcı buluşu Türkiye'ye getiren Kardiyovasküler Anestezi Reanimasyon ve Beslenme Uzmanı Dr. İsmail Ağar sorularımızı yanıtladı.

YAĞLARI C VİTAMİNLERİ PARÇALIYOR

Hemen her hanımın başlıca iki sorunu selülit ve bölgesel fazlalıklardır ama günümüzde erkekler de kiloları ile savaşmaya başladı. Uygulamaya başladığınız son yöntemle ilgili bilgi alabilir miyiz?

Büyük ses getiren Lipodissolution tedavisi her türlü kilo verme ve bölgesel incelme çabalarına rağmen bölgesel vücut yağlarında azalma olmayanlara mükemmel çözüm getiriyor.

Tedavi özellikle karın yan bölgeleri, göbek, diz içleri basen yanları ve gıdı bölgelerindeki yağların parçalanmasında çok etkili. Yağ hücrelerinin iç ve dış ortamı arasında konsantrasyon farkı oluşturarak yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlayan Lipodissolution tedavisi kilo vermesine rağmen hala istediği bölgelerde incelme sağlayamayanlar için yeni ve oldukça etkili bir tedavi.

C vitamini ve benzeri ilaçların sınırlı ve küçük enjeksiyonlarla sorunlu bölgelere uygulanmasına dayanan işlem sonunda parçalanan yağ hücreleri suya dönüşerek idrar ve ter gibi yollarla vücuttan atılıyor. Klinik çalışmaları hastalar üzerinde mi yapılmış? Evet. Tedavi ile ilgili olarak Fransa'da yapılan klinik çalışmada; yaşları 18 ile 45 yaş arasında değişen 133 kadın seçildi ve 6 hafta boyunca haftada 1 defa lipodissolution tedavisi uygulandı.

Hanımlara herhangi bir diyet uygulanmadan yapılan tedavi sonucunda karın ve basen çevrelerinde ciddi ölçüde incelme saptanırken yapılan ekografik tetkiklerinde bölgesel yağlarında %30 oranında azalma tespit edildi.

HER SEANSTA 400 KALORİ

Yöntem tek başına mı uygulanıyor, destekleniyor mu? Sıklıkla bayanların gündemini meşgul eden selülit ve kilo probleminde LDS tedavisinin ozon sauna ile kombinasyonu etkili sonuçlar yatarıyor. Hücrelerin daha iyi oksijenlenmesini sağlayan ve ayrıca her seansta 200 ila 400 kalori yaktıran Ozon sauna uygulamasının bölgesel yağ parçalayıcı Lipodissolution ile kombinasyonu kişilerin metabolizmasını hızlandırma ve düzenleme etkisine sahip.

Bu tedaviyle 40 kiloya kadar veren hastalar olduğunun da altını çizmeliyim. Bütün bu yöntemleri uyguladığı halde yerleşik ve bir hastalığa bağlı kilo sorunu olanlar için farklı bir şey var mı? Elbette. Artık metabolizma hızını kolayca ölçmek mümkün biliyorsunuz.

Bugüne kadar ancak çok sınırlı şartlarda ve zorluklarla ölçülen metabolizma hızını yeni geliştirilen teknikle oksijen tüketimi hesaplanarak kolayca ölçüyoruz. Böylelikle kilo problemi yaşayanlar metabolizma hızlarını öğrenebiliyor. Aynı sistem bilgisayar kontrollü programıyla ayrıca bu kişilerin metabolizma hızlarına göre diyet programları da sunuyor. Metabolizma hızı düşük insanlarda başta tiroid bezi kontrolü olmak üzere tetkikler gerekiyor. Ve probleme göre tedaviler gerekiyor. Ayrıca ozon oksijen sauna uygulamalarının da bu kişilerde metabolizma üzerinde çok olumlu sonuçları var.

OKSİJENLE 1 SAATTE 1 KİLO VERİLİYOR

Bu anlattığınız yöntemlerin dışında zayıflama tedavisinde 'şok' diye tanımlayabileceğimiz başka bir yöntem var mı? Araştırmayı ve yenilikleri ülkeme taşımayı seviyorum. Pek çok yöntem var elbette. Mesela bir tanesinin temeli oksijen tedavisine dayanıyor. Bu tedavi yöntemiyle doktor kontrolünde bir saatte bir kilo veriliyor. Etkili medikal ve spa teknolojilerini kombine eden oksijen tedavisi, ısı terapisi, yatıştırıcı sistemi, aromaterapi ve ses terapisini aynı anda uygulayarak metabolizmayı harekete geçiriyor.

Uygulama sonrasında vücutta su tutulumu azalıyor ve cilt temizlenmiş oluyor. Ayrıca kas dahil pek çok ağrı ve acı da sona eriyor. Sistemin bir diğer etkisi de selülitleri ortadan kaldırması. Aslında kombine bir spa sistemi olan bu tedavi, metabolizmayı hızlandırıp kalori tüketimini artırarak zayıflamayı gerçekleştiriyor. Bunun yanı sıra stres ve endişe hislerini ortadan kaldırıyor. Bakıma dahil edilen oksijenle zihin daha sağlıklı hale gelirken moral ve konsantrasyon artışı gerçekleştiriyor.

Diş düşmanı alışkanlıklar..



Gün boyu içilen çay, kahve, aşırı tatlı tüketimi, sigara gibi bazı alışkanlıklar bir süre sonra dişlere zarar vererek, ciddi sorunlara yol açıyor..

Gün içinde farkında olmadan yaptığımız bazı hatalar, dişlerimize ciddi zararlar verebiliyor. Plusdent Diş Kliniği'nden Diş Hekimi Mehmet Kazandı bu hataları sıralayarak, dikkatli olmaya davet ediyor.

Sürekli kahve molası: Çoğunlukla ofis çalışanlarının sahip olduğu bütün gün kahve, çay içme ve atıştırma alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterileri aktive ederek bu bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına ve dişleri çürütmesine neden olur. Çay ve kahveyi şekersiz tüketmek ya da bu içeceklerin yerine süt ve süt ürünlerini tercih etmek gerekir.

Sigara kullanımı: Sigara içmek ağız kuruluğundan, ağız kokusuna, dişlerin sararmasına ve hatta ağız kanserine kadar birçok hastalığa sebep olabilir. Sadece sağlıklı dişler için değil aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için sigarayı bırakmak gerekir.

Diş ipi kullanmamak: Diş fırçasının ulaşamadığı diş araları diş ipi kullanılarak temizlenebilir. Diş ipi diş eti hastalıklarından korunmak için de ideal bir temizlik yöntemidir. Ayrıca bilinenin aksine dişler fırçalanırken diş fırçası kuru olmalıdır, fırça ıslatılarak yapılan işlemde, fırça kılları yumuşadığı için temizlik tam olarak gerçekleşmez.

Yemek dışında tüketilen tatlı: Birçok kişi yemekten birkaç saat sonra tatlı yemeyi tercih eder. Ancak ana yemekten hemen sonra yenilen tatlı ana yemeğin bir parçasıdır ve çürümeye yol açan bakteriler hala çalışırken yenildiği için onları tekrar aktif hale getirmez, onun yerine aktivitelerini yemek saatleriyle sınırlandırmış olur. Bu nedenle tatlıların yemek öğünleri içerisinde tüketilmesi diş sağlığı için önemlidir.

İlaçlarla ilgili şok iddia!



Kullandığımız ilaçların yan etkileri olduğunu hepimiz az çok biliriz ve genelde bu yan etkilere karşı önceden uyarılırız. Peki bu yan etkiler bizi ölüme götürüyor ama haberimiz bile olmuyorsa?

Amerikalı uzman kimyager Shane Ellison, ilaçlara verdiği onayı dünyada ölçü olarak kabul edilen Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) bazı ilaçlara çıkar karşılığı onay verdiğini iddia ediyor. Ellison, Türkiye'de de kullanılan FDA onaylı ilaçların yan etkileri nedeniyle her 5 dakikada bir ölüm gerçekleştiğini söylüyor.

Kullandığımız ilaçların yan etkileri olduğunu hepimiz az çok biliriz ve genelde bu yan etkilere karşı önceden uyarılırız. Peki bu yan etkiler bizi ölüme götürüyor ama haberimiz bile olmuyorsa? İlaç üretim fabrikalarında uzman kimyager olarak çalışan Amerikalı Shane Ellison, bu korkunç ihtimalin gerçek olabileceğini iddia ediyor.

Terapötik beslenme (tedavi edici beslenme) konusunda dünya çapında bir otorite olarak tanınan Shane Ellison, yazdığı “Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar” kitabında şok iddialarda bulunuyor. Ellison'a göre FDA'nın onayladığı ve doktorların reçetelere yazdığı ilaçların bir kısmı öldürücü yan etkilere sahip.

YAN ETKİLER GÖZ ARDI EDİLİYOR

Ellison, üzerinde çalıştığı ve ciddi yan etkilere sahip olduğu tespit edilen ilacın laboratuvar rapor sonuçlarının tam tersi bir propagandayla satılmaya devam ettiğini görünce istifa ederek sağlık efsaneleri üzerine eğilmeye başlamış. Kitabında FDA'nın geniş bir yetkisinin olmasının onayladığı ilaçların güvenilir ve etkin olduğu gibi bir düşünce oluşturduğunu anlatan Allison, hayat kurtaran pek çok ilacı ayrı tutarak, bazı ilaçların zararlı yan etkilerinin göz ardı edildiğini ve pek çok ilacın da gereksiz yere insanlara kullandırıldığını iddia ediyor.

FDA uzmanlarının yarıdan fazlasının ilaç şirketleriyle doğrudan maddi ilişkileri olduğu ifade edilen kitapta, uzmanların çoğunun ilaç şirketlerinden hisse sahibi olduğu ya da danışma ücreti veya araştırma ödeneği aldığı anlatılıyor.

SALGIN HASTALIK GİBİ

Eski FDA biyoistatikçisi Michael Elashoff'un “FDA görevlileri 'Bu ilacı onaylamalı mıyız?' diye sormuyorlar. Onlar 'Bu ilacın onaylanmasını nasıl sağlayabiliriz?' diye soruyorlar” sözlerini de aktaran kitaba göre, FDA halkın sağlığını etkileyecek ilaçları yeterli derecede incelemeden onaylayan bir hükümet kuruluşu.

20 yılı aşkın süre FDA üyesi olan David Graham'ın bir söyleşide “İlacı onaylayan kişiler, bu ilaçla ilgili bir güvenlik sorunu olduğunu gördüklerinde, tavır koymada son derece isteksiz davranırlar. Çünkü bu onlara kötü bir şekilde yansıyacaktır” dediği de aktarılıyor. FDA tarafından onaylanmış birçok ilacın, her yıl yaklaşık 106 bin kişiyi öldürdüğü, bunun da her 5 dakikada gerçekleşen bir ölüme karşılık geldiği de kitapta verilen bilgiler arasında.

KOLESTEROL ÖMRÜ UZATIYOR

Ellison'un bir başka iddiası da aslında hastalık sayılamayacak sıradan şikayetlerin, bir hastalıkmış gibi etiketlenerek hastalık icat edildiği ve bu hastalığa karşı geliştirilen ilaçların gereksiz yere insanlara kullandırıldığı. Bir görevi de ilaç reklamlarını denetlemek olan FDA bu ilaç reklamlarına göz yumuyor.

Ellison bu hastalıklardan birinin “kolesterol” olduğunu söylüyor. Ellison'a göre kolesterol seviyesiyle damar sertleşmesinin hiçbir ilgisi olmadığı yapılan çalışmalarla kanıtlanmış. Hatta yüksek kolesterolün ömrü uzattığını ifade ediyor Ellison. Kitabının Batı tıbbına değil, Amerikan doktor, hasta ve ilaç şirketlerinin açgözlülüğüne bir saldırı olduğunu söyleyen Ellison, sağlıklı bir yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları kazanmak gerektiğinin altını çiziyor.

Şüpheli ilaçlar

Posicor isimli ilaç deneylerde bu ilacı kullanan hastalarda ölümün, plasebo kullananlara göre daha yüksek gözükmesine rağmen, 1997 yılında yüksek tansiyon tedavisi için onaylandı. Piyasaya sürüldükten sonra 200 kişi öldü. İlaç 1998'de piyasadan çekildi.

Vioxx isimli ağrı kesici yapılan araştırmalarda kalp krizine neden olmasına rağmen onaylandı. Sekiz ülkede satılan Vioxx'un 88 bin ila 139 bin Amerikalı'ya zarar verdiği düşünülüyor. İlaç yasaklandı.

En sık kullanılan antidepresanlardan biri olan Prozac'ın agresif davranışlara ve intihara neden olabildiği yapılan deneylerde görüldü. FDA kendi yaptığı analizde, 1987'den itibaren Prozac'la ilişkili 20 binden fazla intihar olduğunu açıkladı.

Antipsikotik olan Zyprexa ile ilgili 6 haftalık klinik araştırmalarda 20 ölüm görüldü, bunun 12'si intihardı. Çalışmalar kısa süreli ilaç kullanımının sonucunda tip II diyabet görülme olasılığının 10 kat arttığına işaret etti.

Uzman görüşü

Para var oldukça böyle şeyler olacaktır

İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilimdalı üyesi olan ve bu konuyu yakından takip eden Prof. Dr. Ahmet Aydın FDA hakkındaki iddiaları şöyle dillendiriyor. “Bir çok ülkede yabancı ilaçlar onaylanırken “FDA'dan geçti mi?” diye sorulur.

Bu “FDA'dan geçen bir ilacın üzerinde gerekli deneyler yapılmıştır. O kabul ediyorsa biz de kabul ederiz” gibi bir iyi niyetle söyleniyor. Birçok ilaç için bu doğru da olabilir. Ama bazen o çalışmaların saptırıldığını görebiliyoruz. FDA'nın, 'her yaptığı kötüdür' demek istemiyorum ama zaman zaman hatalar yapıyor. Çünkü paranın bir gücü var ve bu Amerika'da daha etkin çalışıyor. Para var olduğu müddetçe bu tür şeyleri göreceğiz. Mesela FDA'nın Vioxx adlı ilaç hakkında defalarca uyarılmasına rağmen ilacı piyasaya çıkarması bir hataydı. Yaşanan felç olaylarından sonra yasaklandı.

FDA güvenilir bir kurum iddialar gerçek değil

Kendisine ülkemizde de çok miktarda kullanılan Prozac isimli antideprasanın güvenilirliğini sorduğumuz Memory Center Nöropsikiyatri Merkezinden Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan ise iddialara katılmıyor: “FDA dünyanın en önemli ve güvenilir kurumlarından biridir. Bu iddiaları dile getirenler, Amerika gibi hukuk sisteminin gayet gelişmiş olduğu bir ülkede neden yargıya başvurmuyorlar.

FDA'da bütün ilaçlar için gerekli olan deneyler bilim kurullarıyla titizlikle gerçekleştirilir. Faydası zararından ağır basıyorsa, gerekli uyarıları da yaparak ilacı piyasaya sürer. Prozac ise antidepresanlar arasında en güvenilir olanlarından biridir. İlk antidepresanlar mayalı ürünlerle birlikte alındığında ölüme bile neden oluyordu. Prozac ise günümüzde hamilelerde bile güvenle kullanılabilen bir ilaçtır. İntihar eğilimini arttırmaz, azaltır

Bel ağrısının 10 nedeni



Bel ağrıları en sık karşılaşılan ağrıların başında geliyor. Erişkinlerin % 85'i yaşamlarının bir döneminde en az bir kez bel bölgesinde ağrıdan yakınıyor!

Bel ağrısı şiddetli ya da uzun süreli olduğu zaman kişilerin günlük ve iş yaşamlarını olumsuz yönde etkileyerek, yaşam kalitelerini belirgin derecede düşürebiliyor.

Türk Böbrek Vakfı Hizmet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Uzm. Dr. Suna Mahmuti Roylas, bel ağrısının nedenlerini şöyle özetliyor.

1. Beli kötü kullanma: Uzun süre aynı pozisyonda durmak günlük hayatta bel mekaniğine uygun olmayan yanlış hareket veya kötü duruş belinizde yıpranmaya neden olur.

2. Kas spazmı: Genellikle beli destekleyen kasların veya bağların aşırı gerilmesi, ağır bir şey kaldırmak, atlamak, düşmek ve spor aktivitesi bel tutulmasına neden olabilir. Vücudun buna cevabı ağrılı kas spazmıdır. Mevsimsel ısı değişimleri, rüzgar ve hava akımı kas spazmını artırır.

3. Bel fıtığı: Her iki bel omuru arasında yastık görevi yapan jölemsi dokunun disk kayması veya taşmasıdır. Böylece omuriliklten çıkarak bacağa, ayağa inen sinire baskı yaparak bel ve bacak ağrısı oluşur. Öksürükle, hapşırmakla, ıkınmakla ağrı artar.

4. Omurga kanalında darlanma (Spinal Stenozu): Omurilik ve sinirlerinin geçtiği kanalların daralması, sinirleri sıkıştırması ile oluşur. İleri yaşlarda özellikle belli bir mesafe yüründüğünde bacaklarda ağrı, uyuşma ve topallama ile kendini gösterir.

5. Omurlarda kayma ve biçim bozuklukları: Bel omurlarının birbirinin üzerinden kaymasıyla karakterize 'Spondilolistezis' de bel ağrısı sebebidir. Hareketle ağrı artar. Ayrıca beldeki eğrilikler, düzleşmele, beldeki açıklıklar, fazla veya eksik bel omuru bel ağrısı nedeni olabilir.

6. Gerilim, stres, sigara: Bel ağrısını artıran ve kronikleştiren en önemli sebeptir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlar bel ağrısını artırır. Sigara da bel bölgesine giden damarlarda tıkanıklığa neden olduğundan diskte harabiyet daha hızlı, kemikte iyileşme daha geç olur. Gülmek, çalışmak, sosyal uğraşılar ve hayata bağlılık ağrıya karşı etkilidir.

7. Fazla kilo: Belimizin taşıdığı yük miktarını arttırdığı için sakıncalıdır.

8. Kireçlenme - Osteoartirit: Yaşın ilerlemesi ile kemik yapıda, bağlarda ve disklerde yıpranma başlar. Yıpranmış dokular kireçlenir, hareket kabiliyeti azalır.

9. Kemik erimesi, osteoporoz: Osteoporoz kemiklerde yumuşamaya yol açarak kolay kırılma ve ağrıya sebep olur. Beslenmede kalsiyum ve D vitamini eksikliği, hareketsiz yaşam, erken menopoz, alkol kortikosteroidler ve sigara riski artırır.

10. Romatizma: Vücudun bağışıklık sisteminin kendi öz hücrelerine savaş açması sonucu gelişir. Omurgadaki normal kemik ve kıkırdak dokuları hasara uğrar.
Sabahları görülen eklem sertliği ve tutulmalar romatizmal hastalıklarda uyarıcıdır.