Kalp krizi aniden gelmiyor



Kardiyolog Prof. Dr. Sadi Güleç, kalp krizinin aniden gelmediğini, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncı nedenlerle yıllar süren bir yaşam tarzının sonucu olduğunu belirtiyor.

Göbeğiniz büyüdüğü zaman kalp hastalığı riskiniz de büyüyor” diyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç, “bir gün kalp krizi geçiriyorsunuz ve dönüp baktığınızda, ‘aniden oldu’ demeye hakkınız yok. Aslında yıllar süren bir yaşam tarzının sonucunda bu gerçekleşiyor” dedi.

Antalya’da düzenlenen 5. Metabolik Sendrom Sempozyumu’na katılan Prof. Dr. Sadi Güleç, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşam tarzı bozukluğu hastalığı olarak adlandırılan metabolik sendromun etkisiyle yaşanabilecek kalp krizlerine dikkati çekti. Kalp krizinin halk arasında “aniden oldu” diye anlatıldığını belirten Güleç, kalp krizinin sanıldığı gibi “aniden” gelmediğini vurguladı.

Prof. Dr. Güleç, kalp krizi ile göbek bölgesindeki yağlanma arasındaki bağlantıya işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bugüne kadar göbeği hep estetik bir sorun olarak gördük. Göbek için ‘insanın nefesini tıkayan, görüntüsünü çirkinleştiren şey’ dedik. Ama göbekte bulunan yağ dokusunun farklı özellikleri olduğu anlaşıldı. Göbek orada sessiz sessiz durup, sadece estetik kaygı yaratmıyor, orada salgılanan bazı maddeler hem pankreasta bozukluk yapıp şeker hastalığının gelişmesine neden oluyor hem de koroner kalp hastalığının ve kalp krizinin ortaya çıkmasına aracılık ediyor. Göbeğiniz büyüdüğü zaman bir yandan da bilmelisiniz ki kalp hastalığı riskiniz de büyüyor. Bir gün kalp krizi geçiriyorsunuz ve dönüp baktığınızda, ‘aniden oldu’ demeye hakkınız yok. Aslında yıllar süren bir yaşam tarzının sonucunda bu gerçekleşiyor.”

Sadi Güleç, kalp hastalığının “çok nankör” olduğunu da belirterek, “Kalp damarınızın içinde bulunan yağ tabakasına eklenen bir pıhtı, 5 ile 10 dakika arasında kalp krizi geçirmenize neden oluyor. Önce maraton koşacak kadar iyi olmanız da hiçbir şey ifade etmiyor” dedi.

Prof. Dr. Güleç, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncının, metabolik sendromun nedenleri arasında olduğuna dikkati çekti. Bazı vatandaşların, kalp krizi geçiren yakınları için “bugüne kadar aspirin bile almamıştı” diyerek şaşırdıklarını anlatan Güleç, “Bunun sebebi hiçbir şekilde açıklanamaz. ‘Birden bire oldu, nasıl oldu’ diyecek birşey değil, zemininde yıllar süren metabolik sendrom var” şeklinde konuştu.

Cinsel beklentiyi yüzden anlamak mümkün



İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, bir kişinin kalıcı bir ilişki mi beklediği ya da bir gecelik macera mı istediğini yüzündeki çizgiler ve yüz şeklinden anlamak mümkün.

Durham, St Andrews ve Aberdeen üniversiteleri tarafından yapılan ve yirmili yaşlardaki 700 heteroseksüelin katıldığı araştırmaya göre, deneklerin büyük çoğunluğu bir kişinin yüzüne bir bakışta, uzun vadeli bir ilişki mi yoksa sadece bir gecelik gönül eğlendirme mi istediklerini tahmin edebiliyorlar.

Araştırmacılar, deneklerin bu kanıya, çenenin biçimi, burnun boyutu veya gözlerin şekli gibi işaretlerden ulaştıklarını düşünüyorlar.

İngiliz “Evolution and Human Behaviour” dergisinde yayımlanan araştırmayı yürüten Aberdeen Üniversitesi Yüz Araştırmaları Laboratuvarı’ndan Dr. Ben Jones, önceki araştırmaların da bireylerin, karşılarındaki kişinin sadece yüzünden bir fikir edinebileceklerini, örneğin sağlık durumlarını ve içedönüklük gibi kişisel çizgilerini bile anlayabileceklerini gösterdiğini söylüyor.

Dr. Jones, kendi çalışmalarınınsa daha da ileriye gittiğini belirterek, “Bu araştırmayla bireylerin potansiyel partnerlerinin cinsel beklentilerini, yüzlerinin gönderdiği karmaşık sinyallerden anlayabildiklerini gördük” diyor.

Araştırmaya göre, sert çizgileri, kare çenesi, büyük burnu, ortalamadan daha küçük gözleri bulunan erkekler, kadınlar tarafından kısa ilişkilere daha uygun görülürken, etli dudakları ve ortalamadan daha büyük gözleri bulunan kadınların da karşı tarafa uzun vadeli olmayan bir cinsel mesaj gönderdikleri düşünülüyor.

Örneğin Angelina Jolie’de bulunan özellikler, erkekler tarafından çekici bulunurken, kadınlar tarafından güzel olarak değerlendiriliyor.

Araştırmada, deneklerin yüzde 72’si kendilerine gösterilen fotoğraftaki kişinin niyetini doğru olarak anlayabildi.