Kansere karşı yüksek dozda C vitamini ile çözüm aranıyor..
ABD’deki araştırmalara göre C vitamini, kanserli hücrelerin ürettiği kimyasallarla reaksiyona girerek hastalığın ilerlemesini engelleyip tümörleri küçültüyor
ABD’li bilim adamları, yüksek dozda C vitamininin kanserin ilerlemesini durdurabileceğini açıkladı. Bilim adamları, C vitaminin kanserli hücrelerin ürettiği kimyasallarla reaksiyona girerek asit oluşturduğunu söyledi. “Askorbat” da denilen C vitaminin ürettiği bu asit nedeniyle kanser hücrelerinin ölebileceği de kaydedildi.
Maryland’deki Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde yapılan deneylerde yüksek dozda C vitamini verilen laboratuvar farelerinde beyin, yumurtalık ve pankreas tümörlerinin yarı yarıya küçüldüğü gözlemlendi. Bilim adamları, fareler üzerindeki bu başarılı deney üzerine söz konusu tedavi yönteminin insanlarda da uygulanabileceğini belirttiler.
Hapla olmaz!
Bilim adamları, C vitamini dozajını vücudun toplam ağırlığına göre kilo başına 4 gram olarak belirledi. Bu miktarın vitamin hapları ile elde edilemeyeceği, çünkü sindirim sisteminin belirli bir miktarın üzerinde C vitaminini emmediği bildirildi. Bu nedenle laboratuvar hayvanlarına yüksek dozda C vitamini karın bölgelerine yapılan enjeksiyonla verildi. C vitamini verilen farelerde kanser küçülürken öteki hayvanlarda kanserler hızla yayıldı.
Kansere Karsi Mucizevi Yontem
Iste 10 Mucize Yiyecek !
Bu birbirinden yararlı yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin...
Sağlığın doğada saklı olduğunu biliyoruz. Peki sağlığımıza faydalı yiyecekler neler bunları merak ediyor musunuz?
Amerikalı beslenme uzmanı ve yazar Dr.Johnny Bowden'in hazırladığı sağlıklı besinler listesi tam size göre. Bu yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin!
Şalgam: Adeta kırmızı ıspanak gibidir. Doğal kırmızı pigmentleri vücut direncini artırır. Şalgam ısıtıldıkça antioksidan etkisi azalır. Mümkünse çiğ olarak doğrayın ve salatanıza katın.
Lahana: Sülfarofan gibi çok sayıda besleyici ve bağışıklık sistemini güçlendirici madde içerir. Burgerler ve sandviçlerinizin içine bile koyabilirsiniz.
Pazı: Karotenoidler bakımından zengin bu bitki, gözlerde yaşlanmadan kaynaklanan tahribatı azaltır.
Tarçın: Kan şekeri ve kolesterol seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Çay veya kahvenizin üstüne bir miktar serpip içebilirsiniz.
Nar suyu: Antioksidanlarla dolu bu gıda, tansiyonunuzu düşürecektir. Nar suyunuGünde bir bardak için.
Erik kurusu: Taze erik tadında olmayabilirler ama antioksidan bakımından zengindirler.
Kabak çekirdeği: Kabağın en besleyici kısmıdır. Magnezyum ve yüksek seviyede mineraller içerir.
Sardalya: Konservedeki sağlıklı besin. Omega-3 bakımından zengin ve hiç kurşun içermeyen bir besin maddesi. Kalsiyum ve magnezyum ve yararlı mineraller bakımından çok zengindir ve B vitamini deposudur. İster salatanıza katın, ister sandviç olarak yiyin, isterseniz hardal ve soğanla birlikte tabakta servis yapın.
Safran: Baharatların süperstarıdır. Her türlü sebze yemeğine katabilir veya omlet ve yumurtanızın üstüne koyabilirsiniz. Ateş düşürücü ve vücut direncini artırıcı etkilere sahiptir.
Dondurulmuş yabanmersini: Dondurma işlemi bazı sebze ve meyvelerin besleyici değerlerini azaltır. Ama markette gözünüze çarparsa bu meyveyi pas geçmeyin.
Gunesten Korunmak Icin 40 Faktor Sart
Güney sahillerinde, güneşten korunmak için 40 - 50 faktör korumalı kremleri tercih etmek gerekiyor.
Hava sıcaklığın diğer bölgelere oranda daha fazla hissedildiği güney sahillerini tercih eden tatilcilerin, bronz bir tene sahip olma uğruna güneş ışınlarının yan etkilerinden zarar görmemek için 40-50 faktör korumalı krem kullanması ve bu ürünlerin de ortalama 2,5 saatlik bir etkisinin bulunduğu bilinciyle hareket etmesi gerektiği bildirildi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğadaki tek ultraviyole kaynağı olan güneşin faydalarının yanı sıra zararlarının da olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.
Memişoğlu, vücudun D vitamini gereksiniminin büyük ölçüde güneş sayesinde sağlandığını belirterek, ''ancak uzun süre ve korunmasız bir şekilde güneş altında kalınması cilt kanserinden güneş yanıklarına, lekelerden erken yaşlanmaya kadar pek çok soruna yol açabilmektedir'' diye konuştu.
Küresel ısınmaya bağlı olarak hava sıcaklıklarında yaşanan artışa dikkati çeken Memişoğlu, artık vatandaşların bilinçlendiğini ve güneşin etkisini azaltmaya yönelik önlemlere yöneldiklerini ifade etti.
Memişoğlu, güneşlenirken mutlaka krem kullanılması gerektiği uyarısında bulunarak, şunları söyledi:
''Hava sıcaklığının diğer bölgelere oranla daha fazla hissedildiği güney sahillerini tercih eden tatilciler, güneş ışınlarının yan etkilerinden zarar görmemeleri için 40-50 koruma faktörlü güneş kremi kullanmalılar. Hava sıcaklığının daha az olduğu diğer bölgelerde ise faktör oranı biraz düşürülebilir. Krem kullanmama durumda ise güneş yanıkları ve alerjiler ortaya çıkar. Uzun dönemde ortaya çıkan en kötü sonuç cilt kanserleridir. Bronz bir tene sahip olmak için uzun süre güneşlenmek, ciltte erken yaşlanma ve ilerleyen dönemlerde kansere yakalanma riskini tetikliyor. Güneşin zararlı etkisi, özellikle çocuklarda ve açık tenli insanlarda çok daha yüksek düzeyde görülüyor.''
KREMLE KORUMADA ZAMAN UYARISI
Memişoğlu, bazı vatandaşların denizden çıktıktan sonra güneş kremi kullanarak uzun süre güneşlendiklerinin gözlemlendiğini, bunun son derece yanlış olduğunu söyledi.
Normal güneş kremlerinin koruma süresinin en fazla 2,5 saat olduğunu vurgulayan Memişoğlu, ''içerisinde liposom katkı maddesi içermeyen normal güneş kremleriyle en fazla 2,5 saat güneşlenilebilir. Daha sonra krem etkisini kaybeder ve koruma özelliğini yitirir. Herhangi bir durumla karşılaşmamak için koruyucu kreme güvenerek 2,5 saatten fazla güneşte kalınmamalılar. Liposom içeren güneş kremlerinde bu süre biraz daha fazladır'' dedi.