‘Sinüzit şikayetine antibiyotik yazılmamalı’



Uzmanlar, doktorları yan etkileriyle hastayı daha da zayıf düşüren antibiyotikleri yazarken bir kez daha düşünmeye çağırıyor...

“Doktorlar sinüzit şikayetiyle gelen her hastaya antibiyotik yazmamalı”. Saygın tıp dergisi Lancet’te yer alan uyarıya göre, sinüzitin tedavisinde antibiyotiklerin çoğu zaman etkisi olmuyor.

İngiltere’de yürütülen 9 deneysel çalışmaya dayanan araştırma, doktorlara bir uyarı niteliğinde. Tıp dergisi Lancet’te yayımlanan araştırmaya göre, antibiyotikler sinüzit tedavisinde çoğu zaman beklenen iyileşmeyi sağlamıyor...

Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor:
Yetişkin nüfusun her yıl yüzde 1 ila 5’i yüz kemiğindeki boşlukları dolduran sinüslerin iltihaplanması anlamına gelen sinüzite yakalanıyor.

Ağrı ve yüksek ateşle seyreden rahatsızlığın tedavisinde sık sık antibiyotiklere başvuruluyor.

Genellikle doktorlar, bir haftadan uzun süren sinüzit şikayetlerinde hastalığın bakteriyel olduğunu düşünerek antibiyotik yazıyor.

2 bin 600 kişi üzerinde yapılan araştırmaysa, hastalığın süresinin hastanın antibiyotiklere olumlu tepki vereceği anlamına gelmediğini ortaya koydu.

Bununla birlikte uzmanlar, araştırmanın hiçbir sinüzit hastasının antibiyotiklerle iyileşemeyeceği anlamına gelmediğini vurguluyor.

Ancak yan etkileri ve bağışıklık sisteminin direncini düşürmesi nedeniyle her hastaya, özellikle de şikayetlerin başladığı ilk günlerde bilinçsizce antibiyotik yazılmaması gerektiğini belirtiyorlar.

Seks hakkında bilmek istediğiniz herşey



“Ne nedir, neden olur? Peki niye öyledir?” gibi seksle ilgili sorularınız mı var? İste sorularınızın yanıtları. Aklınızda soru işareti kalmasın!

Cinsel yaşam, insanlığın en karanlık kalan yanlarından biri. Utanç duygusuyla korkuların birleşimi, cinselliğin her tür gerçek dışı söylentiyle birleşmesine neden oluyor. Kulaktan dolma bilgiler, uydurulmuş öyküler, cinsellik bir sır gibi fısıldandığı sürece, gerçeğin yerini alıyor.

İşte size gerçek bilgiler... Belki, merak edip soramadığınız, belki yalan yanlış bilgiler yüzünden yanlış bildiğiniz soruları derledik.

G noktası nerededir?
Yüzyılın en önemli keşiflerinden birinin adı “G noktası”. 1940 yılında Alman jinekolog Dr. Ernst Granfenburg tarafından adı konulan bu nokta, daha doğrusu alanın, kadının en erojen bölgelerinden biri olduğu iddia ediliyor. Vajina duvarında, yaklaşık 5 cm derinlikte bulunan ve bir noktadan çok bir alan diyebileceğimiz G noktasının orgazmı kolaylaştırdığı söyleniyor. Niye bir söylenti gibi aktardığımıza gelince; bu bölgeyi bulmak için, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfederken harcadığı enerjiyi gözden çıkarmalısınız. Çünkü, Kutup Yıldızı’nın gökyüzündeki yerini bilmeniz, onu her gece gökyüzünde görebileceğiniz anlamına gelmez. Partnerinizle birlikte bu duyarlı bölgeyi bulmak için çeşitli pozisyonlar deneyebilirsiniz.

G noktası sadece kadınlara özgü bir erojen bölge midir?
Erkek de kadının uyarıldığı bölgelerden uyarılabilir. Örneğin göğüs uçları, kulak içleri, ense, kadında da erkekte de ortak erojen bölgelerdir. Erkeklerde, kadınlardaki G noktasına karşılık gelen bölge, testislerle anüs arasında bulunur. Erkeklerin G noktasını bulmak kolaydır. Ancak, çoğu zaman erkekler anüslerine yakın dokunulmasından hoşlanmadıklarından, buna izin vermeyebilirler.

Penis, gerçek büyüklüğüne ne zaman ulaşır?
Erkek cinsel organları, 17 yaşında normal büyüklüğüne ulaşır. Erkekler, 10-13 yaşlarıda ergenlik dönemine girdiklerinde, penisleri de diğer organları gibi, gelişmeye ve büyümeye devam eder. Bu büyüme 17 yaşına gelinceye kadar sürer. Bir erkeğin ergenliğe girmesiyle, cinsel gelişimini tamamlaması aynı şey değildir.

Penisin normal büyüklüğü nedir?
İşte erkeklerin daha çok küçük yaşlardan itibaren cevabını aradıkları can alıcı bir soru. Bu normal ölçü arayışının başlıca sebebi, bu çıtanın altında mı, yoksa üstünde miyim kaygısı. Bu sorunun cevabı “Partnerini mutlu eden penis, normal penistir” diye verilebilir. Bütün penisler erekte olduğunda uzar. Ancak, daha matematik bir cevap istiyorsanız, 13-15 cm kadar diyebiliriz. Şimdiye kadar tıbbi kayıtlara geçen en uzun penisin 33,5 cm uzunluğunda ve 15 cm çapında olduğu belirtiliyor. Şunu söyleyelim; çok büyük penis insana sadece problem getirebilir. Neden derseniz; 1. Vajinadan daha uzun ve geniş bir penis, acı verebilir. 2. Penis büyüdükçe, ereksiyon zorlaşır.

Uzunluk mu önemlidir, genişlik mi?
Siz söyleyin, hangisi? Erkeklerin uzun penis takıntısını boşverin. Bakın Seks Terapisti Julie Gole ne diyor:
“Eğer ideal bir penis tasarımı yapabilseydik, bu kapı tokmağı gibi, “kısa ve kaim olurdu.”

Prezervatif kullanırken bebek yağı kullanılmalı mı?
Kayganlığı arttırıcı yağlar prezervatifi olumsuz etkileyebilir. Yağ bazlı vazelin, el kremi, dudak parlatıcısı, ruj gibi maddeler, prezervatifi zayıflatabilir. Bu tip ürünler kullanmak yerine özel hazırlanmış ve prezervatifle kullanılabileceği belirtilmiş maddeler kullanın. Ya da ön sevişme süresini uzatın.

AIDS, oral seksle bulaşır mı?
Olabilir. HIV virüsünün bazı vücut sıvıları ve kanla bulaştığı herkesçe biliniyor. Oral seks sırasında ağzınızın içindeki mikroskobik kesikler, dişetlerinizdeki küçücük bir yara virüsün vücudunuza girmesine neden olabilir. Sadece HIV değil, herpes virüsü ve pek çok cinsel hastalık, oral seks sırasında bulaşabilir.

Regl döneminde seks güvenli midir?
Hayır. Hamile kalabilirsiniz. Yoksa siz vajina içinde spermin 5 gün boyunca canlı kalabileceğini hâlâ öğrenemediniz mi? Regl döneminin tehlikesiz olduğunu düşünüp hamile kalmak çok acı bir sürpriz olabilir. Unutmayın, bazı kadınlar, cinsel ilişki sırasında bile yumurtlayabilirler!

Bazen seks neden acı verir?
Vajinal sıvının yeterli olmadığı durumlarda, eğer bir kayganlaştırıcı da kullanmadıysanız, doğacak tahrişlerden ötürü seks acı verebilir. Seks sonrası küçük ağrılar genellikle problem yaratmayacak cinstendir. Ancak, ağrı sürekli hale geliyorsa ve her birleşme sırasında ve sonra yineleniyorsa, mutlaka doktora görünün. Çünkü bu tip ağrılar vajinal kistlerin ve yaraların habercisi olabilir. Birleşme sonrası kaşıntı ve tahriş yaşıyorsanız, belki de meni alerjiniz vardır. Siz siz olun, işinizi şansa bırakmayın ve doktora görünün.

Klitoris seksten sonra neden hassaslaşır?
Klitoris, bir aysberge benzer... Yani göremediğiniz tarafları, gördüğünüzden çok daha fazladır. Erkeklerdeki penise benzer bir yapısı vardır. Seks sırasında içindeki kılcaldamarlar kanla dolar. Dokunulmaya karşı duyarlılığı artar.

Orgazm sonrası kendimizi neden daha iyi hissederiz?
Orgazm, damarlarımızdaki kan akışını hızlandırır ve dolaşımı canlandırır. Meditasyon kadar etkili bir rahatlama yöntemidir. Bungee Jumping yapmış birinin yere ayak bastığı andaki rahatlama hissini düşünün. Orgazm, biraz da buna benzer.

Menide kalori var mı?
Evet. Bir boşalımlık menide yaklaşık 25 kilojul vardır.

Neden meni bazen koyudur?
Eğer partnerinizin menisi koyuysa buna sevinin. Çünkü bilin ki, kendisini size saklamıştır. Erkeğin ilişki sıklığına bağlı olarak menisinin kıvamı değişir.

Kadınlar da boşalır mı?
Bu da çok tartışılan ve cevabı çok merak edilen bir konu. Kimilerine göre kadınların yüzde 40”ı erkekler gibi boşalıyor. Ancak, bunun normal vajina sıvısı mı, yoksa G noktasının orgazma katkısı mı olduğu konusu henüz kesin değil. 1988 yılında Slovakya’da yapılan bir araştırmada, kadınların G noktalarına baskı uygulanmış, sonuçta bazı kadınlarda bir boşalma görülmüş.

Neden penis bazen yana yatar?
Bazı durumlarda erekte olmuş penislerin, bir tarafa doğru yattığı görülür. Bu normal bir durumdur. Penisler de tıpkı diğer organlar gibi, her insanda farklı özellik gösterir. “Peyronie”s disease” adı verilen ve peniste nedeni belli olmayan hücre çoğalmasına sebep olan ağrılı bir hastalık da penisin çarpık durmasına neden olabilir.

Penis kırılabilir mi?
Evet. Ereksiyon halindeki bir penis, baskı altında kırılabilir. Çok ağrı verici olan ve doktor müdahalesine gerek duyulan bu durum, erkekler için çok ciddi bir sorun olabilir. Bu tatsız durumu yaşamamak için, dikkatli olmak da fayda var.

Erkekler orgazm taklidi yapar mı?
Evet. Ereksiyon olması ille de boşalacağı anlamına gelmez. Hatta belki başı ağrıyordur çok yorgundur ya da havasında değildir. Sadece sizi kırmaktan çekindiği için sizi geri çevirememiştir. Orgazmdansa orgazmı taklit etmeyi tercih edebilir.

Seks sırasında komik sesler mi çıkıyor?
Evet, kimi zaman böyle şeyler olabilir. Hatta gaz kaçırmak bile mümkün. Bunu seksin doğal sürecinin bir parçası olarak kabul edebilirsiniz.

İspanyol seksi nedir?
“French Kiss”ten sonra bu da ne oluyor?” demeyin. Çok özel bir tarafı yok. Normal bir ilişkiden farkı, erkeğin, kadının göğüsleri üzerine boşalması. Her duruma isim takmak ve bir millet patenti vermek isteyenlerin koyduğu öylesine bir isim kısacası.

Penis neden mavileşir?
Yüzüstü pozisyonda, penise daha fazla kan gitmesi, penisin mavileşmesine neden olabilir. Boşalma sonrası ya da ereksiyonun sona ermesi halinde, penis tekrar gerçek rengine döner. Eğer çok rahatsız oluyorsanız bakmayın. O rahatsız oluyorsa, bir doktora görünsün. En azından içi rahat eder.

Utanmayın, bağırsak kanserinden korunun

Kalın bağırsak kanserinin hastalık gelişmeden önlenebilen bir kanser türü olmasına rağmen, hastaların çoğunun makattan yapılan testi “namus meselesi” olarak gördükleri için hekime ileri evrede başvurdukları belirtildi.

Özel bir hastanenin Kalın Bağırsak Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Ayhan Kuzu, gelişmiş ülkelerde her yıl Mart ayında kalın bağırsak kanseriyle ilgili bilinçlendirme çalışmaları yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’de de bu kanser türüyle ilgili halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Kuzu, sorumlusu bulunduğu merkezde bu yönde çalışma yürüttüklerini söyledi.

İnsan vücudunda görülen diğer kanserlerden farklı olarak kalın bağırsak kanserinde erken tanıyla tam şifa elde edilmesinin mümkün olduğunu kaydeden Kuzu, “Daha da önlemlisi, kalın bağırsak kanseri önlenebilen bir hastalıktır” dedi. Kalın bağırsak kanserinin ülkede hem kadın hem de erkekte sık görülen bir kanser türü olduğunu anlatan Kuzu, hastalığın kadında meme, erkekte ise akciğer kanserinden sonra görülme sıklığı en yüksek kanser türü olduğuna işaret etti. Kuzu, kalın bağırsaktaki “polip” denilen oluşumların kanserli yapıya dönüşmemesi için bunların temizlenmesinin çok önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Tüm vücudu kaplayan deri gibi kalın bağırsağın da içini örten bir tabaka vardır. Bu tabakayı oluşturan hücrelerin çoğalması sonucu gelişen ve bağırsak kanalı içine doğru büyüyen kabartı ve şişliklere polip denir. Bu polipler zaman içinde büyürler ve bazılarında kanserleşme ortaya çıkar. Bu değişim 8-10 yılı bulur. Her polip kanserleşmez ama hangi polibin kanserleşeceğini bağırsaktan çıkarmadan anlamak mümkün değildir. Bu nedenle poliplerin kalın bağırsaktan çıkarılarak incelenmeleri gerekir. Kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 90’ından fazlası polip zemininde geliştiği için bunların ihmal edilmemesi gerekir.”

50 yaşın üzerindekilerle ailesinde bağırsak kanseri veya polibi bulunanların yanı sıra, ülseratif kolit, crohn hastalığı, meme, yumurtalık ve rahim kanseri olanların yüksek risk grubuna girdiğini belirten Kuzu, “Kalın bağırsak kanserinin gelişmesi, ancak risk grubundakilerin taranmasıyla önlenebilir” diye konuştu.

TARAMA TESTLERİ ŞİKAYET YOKKEN YAPILMALI
Çoğu kalın bağırsak polibinin belirti vermediğini, bunların kalın bağırsağın radyolojik veya endoskopik incelenmesi sırasında tesadüfen bulunduğunu bildiren Kuzu, şunları söyledi:
“Tarama testleri hiç bir şikayet yokken, her şey normalken yapılmalıdır. Kalın bağırsak polip ve kanserleri, çoğu kez iyice büyüyene kadar belirti vermez. Tarama yöntemi, belirtisi olmayan bir hastada kalın bağırsak kanserine dönüşebilecek bir hastalığı ortaya koymak için yapılan bir veya daha fazla testi içerir. Tarama yöntemlerinin öncelikli amacı, kanser gelişmeden önce poliplerin tespiti ve çıkarılmasıdır. Böylece kanser gelişimi önlenmiş olur.”

Tarama testlerinin dışkıda gizli kan testi, sigmoidoskopi/kolonoskopi, bağırsak filmi ve sanal kolonoskopiyi kapsadığını ifade eden Kuzu, “Ülkemizde makattan yapılan tarama testi namus meselesi olarak görülüyor. Bu nedenle hastaların yüzde 95’i bundan kaçındıkları için ileri evrede hekime başvuruyor. Test yaptırmaktan utanmayın, kalın bağırsak kanserinden korunun” diye konuştu.

ERKEN TANIYLA TEDAVİ EDİLEBİLİR
Kalın bağırsak kanserinin erken tanıyla tam olarak tedavi edilebildiğini vurgulayan Kuzu, “Erken evrede yakalanan kalın bağırsak kanserinin tedavisinde sadece cerrahi müdahale yeterliyken, ileri evredeki kalın bağırsak kanserinin tedavisinde cerrahi müdahaleye ek olarak ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) gerekebilir” dedi.