Uyku Hastalıkları


Uyku hastalıkları
Uyku hastalıkları, hastanın uykusu sırasında ya da uyumak istediğinde ortaya çıkan klinik durumlardır. Bugün seksenden fazla uyku hastalığı varlığını ve bunlardan bazılarının görülme sıklığının diğerlerine oranla daha fazla olduğunu biliyoruz.

Toplumda ve hekimler arasında uyku hastalığı denilince sadece fazla uyumak ve uyuyamama, uyku hastalığı olarak anlaşılmaktadır. Oysa uyku hastalıkları uyku sırasında görülen uyku kalitesini bozarak bireyin dinlenememesi, bilincinin tazelenememesi,gündüz aktivitelerinin bozulması ve bireyin sağlıklı olduğu dönemdeki kapasite ve becerilerinin azalması ile seyreden hastalıklardır.

Uyku hastalıkları ile ilgili gerçek anlamda bilimsel çalışmalar geçen yüzyılın başında Amerika ve Avrupa'da başlamış. Başlangıçta rüya içeriğini açıklamak için yola çıkılmış. Ancak bu çalışmalar sırasında insan yaşamında çok önemli sağlık problemlerinin oluşmasına neden olan, klinik durumların ortaya çıktığı gözlenmiş. Bu temeller üzerine geliştirilen ve yapılan çalışmalar uyku tıbbının altmışlı yılların ortaları ve yetmişli yılların başında ayrı bir disiplin, ayrı bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Yetmişlerden sonra uyku hastalıkları ile ilgili teknolojik ve bilimsel gelişme baş döndürücü hızla artmıştır.
Bizde, konuyla ilgilenme seksenli yılların başında bir kaç bilim adamının yurtdışı çalışmaları ve yurda döndüklerinde bu işle ilgilenmeleri ile başlamıştır. Doksanlı yıllara kadar iki üniversite kliniğinde çalışan, ancak uğraşanların dışında kimsenin fazla ilgilenmediği bir tıp alanı olarak varlığını sürdürmüştür.
Başlangıçta uyku hastalıkları bizde fantazi olarak algılanmış. Ancak doksanlı yılların başında, nöröloji ve psikiyatri dışında, biz göğüs hastalıkları uzmanlarının da konuyla ilgilenmesi ie bu konuya olan ilgiyi artmıştır. Toplum ve hekim kitlesinin konu hakkında bilgilenmesinin artması ve ilginin odaklanması, uyku hastalıkları ile ilgilenen araştırmacı ve hekimlerin düzenlediği konferanslar, sempozyumlar, seminerler ve yaptıkları yayınlar sonucunda olmuştur. Seksenli yıllarda iki olan merkez sayısı bugün yirmilere çıkmıştır. Şu an, başlangıçta sanıldığı gibi fantazi değil, uyku biliminin de ayrı ve önemli bir bilim dalı olduğu kabullenilmiştir.

Uyku hastalıkları ile kim ilgilenir?
Uyku hastalıkları geniş bir bilimsel yelpaze gösteren bilim alanıdır.Bir çok uzmanlık alanını ilgilendirir. Bazı hastalıklar nörölogları, bazıları psikiyatrisleri, bazıları göğüs hastalıkları ve kulak burun boğaz uzmanlarını ilgilendirir. Şu an ülkemizde uzmanlık alanı olmamasına karşın, bir çok disiplinin aktivite göstereceği, bir bilim dalıdır. Benim kanaatim çok yakın gelecekte dahiliye, cerrahi, çoçuk ve kadın–doğum gibi bir ana tıp dalı olacaktır.

Tıpta günümüzde ulaşılan bilgi birikimine karşın, halen bilinmeyen sayısı çok fazla. Bir çok klinik durum var ki nasıl oluştuğu açıklanamıyor ; ya esansiyel, ya idiopatik diye adlandırılıyor. Gerçek nedeni açıklanamıyor, sadece sonuçları tedavi edilmeye çalışılıyor. Bugün uyku tıbbının yaşamamıza girmesi ile, açıklayamadığımız ve hastaların sorununa çözüm bulmak için doktor doktor dolaştığı; idiopatik,esansiyel ya da psikolojiktir denilen bir çok klinik durumun uyku sırasında gözlenen hastalıklara bağlı geliştiği anlaşılmıştır.

Uyku hastalıklarının görülme sıklığı nedir, yaş, cins farkı gösterir mi ?
Uyku hastalıklarının her biri farklı sıklıkda görülmektedir. Çok seyrek görülen hastalıklar olmasına karşın, çok sık görülen hastalıklar da vardır. Bu konuda örnek verecek olursak astım ve diyabet gibi hastalıklar kadar sık görülen hastalıklar olup, yaşam kalitesini en az onlar kadar bozarlar.Hastalıklar her yaşta görülmesine karşın, bazılarının sıklığı yaşın ilerlemesine bağlı olarak artmaktadır.Cinse görede bazı hastalıkların dağılımı değişmektedir. Örneğin, uyku apne sendromu erkek cinste daha çok görülmektedir.

En sık görülen uyku hastalıkları insomnia,uyku apne sendromu, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi gibi hastalıklardır. Bu hastalıklardan en sık görüleni insomnia olup, ABD istatistiklerine göre %17 oranındadır. Bu görülme sıklığı kronik obstrüktif akciğer hastalığı (kronik bronşit + amfizem)sıklığı kadardır. Yine uyku apne sendromunun ülkesel boyutta farklılıklar göstermesine karşın % 2-5 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Bu hastalığında sıklığı şeker hastalığı görülme sıklığından fazla olup,astım sıklığı kadardır.Yine huzursuz bacak sendromu sıklığı %5 dolayındadır. Narkolepsi diğerlerine göre daha az görülmekle birlikte % 0.05 dolayında görülmektedir.
Bu hastalıkların önemi, gündüz aşırı uyku eğilimini artırıyor olmalarıdır ve başka klinik durumların gelişmesinde tetikleyici rollerinin varlığıdır.

Gündüz aşırı uyku eğilimi
Gündüz aşırı uyku eğilimi uyku hastalıklarına bağlı olarak sıklıkla gelişen, gece uyku kalitesinin bozulması nedeniyle dinlendirici uykunun olmamasına bağlı olarak, kişinin gündüz yaşamında uyku eğiliminin artması ve kimi zaman iş başında bile küçük uyku ataklarının olması halidir. Buna hipersomnolens ya da excessive daytime sleepness denir. Yaşamımızda önemi elbette çok fazladır. Kişinin çalışma kapasitesini ve becerisini doğrudan etkileyen önemli bir durumdur. Diğer bir önemi ise trafik kazaları ve iş kazalarında oynadığı roldür.

İnsomnia
İnsomnia, uykuya güç dalma, uykudan sık uyanma, uyku zamanın kısalması ve dinlendirici olmayan uykuya verilen addır. İnsomniaya bağlı olarak hasta uykudan dinlenmemiş kalkar, yorgundur, çalışma kapasitesi azalmış, mutsuz, depresiftir ve anksiyetesi olabilir. Kişinin günlük davranışlarında değişiklikler olur.
Yine en çok yakınılan konu gündüz aşırı uyku eğilimidir.
Tedavisi zordur, uyku hijyenini sağlayarak, davranışsal ve ilaç tedavisi yapılarak kişinin yakınmalarının üstesinden gelinmeye çalışılır.

Narkolepsi
Narkolepsi, gündüz aşırı uyku eğilimi, uykuda paralizi, katapleksi ve hipnogagik halüsinasyonlarla giden bir hastalık sendromudur. Narkolepsi nedeni belli olmayan bir sendromdur. Gündüz aşırı uyku eğilimi nedeniyle günlük yaşamsal aktiviteyi bozar. Gece uyku kalitesi bozulmuş ve REM uykusunda patolojik değişiklikler olmuştur. Diğer sık görülen hastalıklara göre seyrek görülmekle birlikte,sık görülen bir hastalıktır.Hastalığın oluşumunda genetik geçiş olduğu gösterilmiştir. Hastalık erkeklerde daha fazla görülür. Hastalık çoçukluk yaşından başlayarak, 50'li yaşlara kadar ortaya çıkabilir. Narkolepsi yaşam boyu süren bir hastalık olup, devamlı tedavi gerektirir. Tedavide santral sinir sistem uyaranı olan ilaçlar kullanılır. İlaç tedavisinde yan etkiler, ilaca tolerans gelişebilir.

Hiç yorum yok: